DTO AB BÜLTENI EKİM 2011

Türkiye 2011 İlerleme Raporu Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecindeki ilerlemeyi yıl bazında değerlendirdiği Türkiye 2011 İlerleme Raporu’nu 12 Ekim 2011 tarihinde açıkladı. 2011 İlerleme Raporu, Türkiye’nin üyeliği için yerine getirilmesi gerekli Kopenhag kriterleri bağlamında Türkiye’nin politik alanda daha fazla ilerleme kaydetmesi gerektiğini belirtirken, ekonomik alanda Türk ekonomisinin krize karşı direncine dikkat çekiyor. Gayrimüslim vakıflara taşınmaz mülkiyetlerin geri verilmesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden düzenlenmesi çerçevesinde bağımsızlığının sağlanması ve ordu üzerinde sivil denetimin arttırılması politik alanda öne çıkan ilerlemeler olarak değerlendirilirken, çok sayıda gazetecinin uzun süreli tutukluluk hallerinin devam etmesi rapor tarafından eleştiriliyor. AB Bakanı Egemen Bağış, Raporun açıklanmasının ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında, Raporun övgüde cimri eleştiride cömert olduğunu belirterek, Türkiye’nin hedefinin tam üyelik olduğunu ve bunun dışında hiçbir seçeneğin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Katılım sürecinin canlandırılması için Türkiye Dostlarından ortak girişim Türkiye 2011 İlerleme Raporu'nun Türkiye’nin AB katılım sürecindeki engelleri bertaraf etme yönünde bir öneri getirmemesi, Türkiye’nin AB üyeliğinin destekleyen AB’deki Türkiye dostlarını harekete geçirdi. İngiltere ve İsveç’in öncülüğünde İspanya, İtalya ve Finlandiya’dan Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen siyasetçilerin, Avrupa Komisyonu Başkanı Barosso’nun da katılımı ile Türkiye’nin katılım sürecinin iyileştirilmesi ve yeniden güçlendirilmesine yönelik bir yol haritası oluşturulması için raporun açıklanmasından önce bir araya geldiği belirtiliyor. AB-Türkiye ilişkilerinin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi yönelik önerilerin tartışıldığı belirtilen toplantıda, Türkiye ile yakın gelecekte yeni bir müzakere başlığı açılması, 6 ay içinde Kıbrıs meselesine çözüm için çaba gösterilmesi ve 2012 seçimlerinde Nicolas Sarkozy’nin yeniden Fransa Cumhurbaşkanı seçilmeyeceği varsayımı ile Fransa’nın veto uyguladığı başlıklarda müzakerelerin başlatılması gibi önerilerin ele alındığı ifade ediliyor. Komisyon’dan vize kolaylığı atağı Avrupa Komisyonu tarafından 12 Ekim tarihinde açıklanan Türkiye 2011 İlerleme Raporu’na Türkiye’den tepkiler artarken, Genişlemeden sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Stefan Füle, Türkiye’nin kilit öneme sahip bir ülke olduğunun altını çizerken, Türkiye vatandaşlarına yönelik uygulanan Schengen vizesi prosedürlerine kolaylık getirilmesi için Komisyon’un çalışma başlattığını açıkladı. Komisyon tarafından yürütülecek vize kolaylık çalışmaları sonucu, başvuru esnasında tüm AB konsoloslukları tarafından aynı belgelerin istenmesi ile sürecin basitleştirilmesi ve öğrenci ve işadamlarına daha fazla çoklu giriş vize verilmesi gibi kolaylıklar sağlanması bekleniyor. Komisyon’un vize girişimini değerlendiren AB Bakanı Egemen Bağış, bahse konu girişimin olumlu ama yeterli olmadığını belirtiyor. AB Bakanlığı, engellerin kalkması halinde müzakerelerin dört yıl içinde tamamlanabileceğini belirtiyor Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı tarafından hazırlanan bir çalışmaya göre, Türkiye’nin AB katılım sürecinde askıya alınan ve siyasi sebepler ile engellenen toplam 25 başlıkta müzakerelerin başlaması halinde, tüm fasıllarda müzakereler 2015 yılına kadar tamamlanabilir. AB Bakanlığı, Türkiye’nin limanlarını Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) gemi ve uçaklarına açmaması sebebi ile Avrupa Konseyi tarafından 2006 yılında dondurulan 8 fasıl ile Fransa ve GKRY tarafından siyasi sebepler ile veto edilen 17 fasılda müzakerelerin başlaması önündeki engellerin kaldırılması varsayımı çerçevesinde, müzakerelerin bitiş tarihini 2015 olarak öngörmektedir. Bakanlığa göre, söz konusu engellerin ortadan kalkması halinde, “Eğitim ve Kültür” ve “Ekonomik ve Parasal Politika” fasılları iki ay ve “Mali Hizmetler”, “Enerji”, “İşçilerin Serbest Dolaşımı” ve “Mali ve Bütçesel Hükümler” fasıllarında altı aylık bir süreç sonunda müzakereler başlayabilir. Aynı zamanda, “Balıkçılık”, “Dış İlişkiler”, “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” ve “Gümrük Birliği” fasılları için öngörülen hazırlık süreci 1 yıl iken “Taşımacılık”, “Malların Serbest Dolaşımı”, “İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi”, “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” ile “Yargı ve Temel Haklar” fasılları için 18 ay. Henüz tarama raporu hazırlanmayan “Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası” faslı 12 ayın üzerinde bir dönem sonunda ve “Tarım ve Kırsal Kalkınma” faslı ise 20 ay sonunda müzakerelere açılabilir. AP, deniz kaynaklı sülfür emisyonlarının azaltılması için öneri sunacak Denizcilik yakıtlarında izin verilen maksimum sülfür miktarına ilişkin Avrupa Komisyonu’nun yaz sonunda açıkladığı önerilerin ardından Avrupa Parlamentosu (AP) da bu konuda kendi pozisyonunu hazırlıyor. AP Çevre, Halk Sağlığı ve Gıda Komitesi, deniz taşımacılığından kaynaklanan sülfür emisyonlarının azaltılmasına yönelik Yönerge önerisinin hazırlanması için Yeşiller Grubu’nun Finlandiyalı Milletvekili Satu Hassi’yi 22 Eylül tarihinde raportör olarak tayin etti. Hassi konu hakkında yaptığı açıklamada, denizcilik kaynaklı sülfür emisyonlarının azaltılmasının insan sağlığı ve hava kalitesinin iyileştirilmesine etkilerine değinirken, tedbir alınmaması halinde deniz kaynaklı emisyonların gelecek on yıl içerisinde kara kaynaklı emisyonları aşacağını vurguladı. Emisyon azaltımına ilişkin Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından 2008 yılında kabul edilen düzenlemelere uyum maliyetinin denizcilik sektörü tarafından abartıldığını belirten Hassi, emisyon indirimi için yeni teknik çözümlerin mevut olduğunu ve bu konuda bir düzenlemenin yenilik faaliyetlerini teşvik edeceğini sözlerine ekledi. Komisyon, TEN-T kapsamında “Yeni bir Çekirdek Ağ” kurulmasını önerdi Avrupa Komisyonu, AB Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı’nın (TEN-T) gözden geçirilmesi çerçevesinde öngörülen yeni planını 19 Ekim tarihinde açıkladı. AB taşımacılığında 2030 yılına kadar ‘yeni bir çekirdek ağ’ tesis edilmesini öneren Komisyon, mevcut karayolu, demiryolu, havaalanı ve kanalları birleşik bir ulaştırma ağına dönüştürmeyi amaçlıyor. Komisyon’un “Avrupa’yı Birleştirmek” isimli yeni planı çerçevesinde 2030 yılına kadar tesis edilmesi öngörülen çekirdek ağ ve ağ altyapısının uygulanmasına yönelik olarak 2014-2020 yıllarını kapsayan finansman döneminde tesis edilecek uygulama koridorlarına ilişkin haritalar da yayınladı. TEN-T kapsamında önerilen yeni çekirdek ağ, AB’de taşımacılıkta mevcut darboğazların giderilmesini, altyapının modernize edilmesini ve sınır ötesi ulaştırma faaliyetlerin AB genelinde uyumlaştırılmasını öngörmektedir. Yeni ağın, farklı taşımacılık türleri arasındaki bağlantıları güçlendirmesi ve AB’nin iklim değişikliği mücadele politikasına katkı sağlaması beklenmektedir. AB’nin Ulaştırmadan sorumlu Komiseri Siim Kallas, yeni öneri ile ilgili yaptığı açıklamada, ekonomik büyüme için taşımacılığın temel olduğunu ve birleşik bir ulaştırma ağı oluşturulması için zaruri bağlantıların AB genelinde eksik olduğunu vurguladı. Kallas, AB’de demiryollarında 7 farklı kalibre kullanıldığını, sadece 20 havaalanı ve 35 deniz limanının doğrudan demiryollarına bağlı olduğunu ifade etti. Komisyon, öneri ile birlikte 2014-2020 yıllarını kapsayan bir finansman önerisi de sundu. Plana göre, çekirdek ağ ulusal ve bölgesel düzeyde finanse edilerek tesis edilecek kapsamlı bir yol ağı ile beslenecek. Böylece AB genelinde oluşacak kapsamlı ulaştırma ağı, 2050 yılına kadar her AB vatandaşının çekirdek ağa 30 dakika içerisinde erişmesini sağlayacak. AB Çok Yıllı Mali Çerçeve kapsamında Avrupa’yı birleştirme projesine 31,7 milyar avro aktarmayı öngörüyor. Söz konusu tohum finansmanın ulusal ve bölgesel yatırımları teşvik etmesi ve AB düzeyinde harcanan her 5 milyon avronun Üye Devlet kaynaklarından 5 milyon avro ve özel sektör kaynaklarından 20 milyon avro fon yaratılmasını teşvik etmesi bekleniyor. 2010 yılı TEN-T fonları Adriyatik ve Baltık Denizlerini Destekleyecek AB Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı (TEN-T) yürütme ajansı, denizcilik sektörüne ilişkin finansman planını 27 Eylül tarihinde açıkladı. Açıklanan plana göre, TEN-T Ajansı’nın 2010 yılı çok yıllı çalışma programı kapsamındaki teklif çağrılarına ilişkin Avrupa fonlarından Adriyatik ve Baltık Denizlerinin faydalanması öngörülmektedir. Baltık Denizi çerçevesinde, Göteborg (İsveç), Aarhus (Danimarka) ve Tallinn (Estonya) limanlarına aktarılacak 25 milyon avro bütçeye sahip fon ile akıllı bir liman ağı oluşturulması planlanmaktadır. Bu kapsamda, bölgede etkili ve çevreye duyarlı intermodal taşımacılık yöntemlerinin geliştirilmesi ve ekonomik büyümeyi destekleyecek bir liman ağı oluşturulması ile yük ve yolcu taşımcılığının iyi yönetiminin sağlanması amaçlanmaktadır. Adriyatik Denizi’nde ise çoklu liman ve taşımacılık türlerinin geliştirilmesi sonucu bir taşımacılık kapısı tesis edilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, kargo ve birlikte taşımacılık türlerinin geliştirilmesi ile limanların, kıtadaki lojistik platformlara bağlanması için İtalyan ve Sloven limanları birlikte çalışacaktır. Proje, Karadeniz ve Akdeniz ile stratejik bağlantıların kurulmasını da içermektedir. Gelecek yıl sonuna kadar tamamlanması ve ortak finanse edilmesi öngörülen proje maliyetinin 1 milyon avroya ulaşması bekleniyor. AB’de deniz taşımacılığında rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen fon, aynı zamanda deniz taşımacılığı potansiyelinin arttırılmasına yönelik Deniz Otoyolları programına da hizmet ediyor. Komisyon 2012 için Atlantik ve Kuzey Denizi’ndeki stoklar için balıkçılık imkanlarını sundu Avrupa Komisyonu Atlantik ve Kuzey Denizi’nde 2012 yılı balıkçılık imkanlarına ilişkin önerisini 27 Eylül tarihinde sundu. Komisyon, Balık türleri stoğunun 9’unun toplam İzin verilen Avlanma miktarının (TAC) arttırılmasını ve 53’ünün de azaltılmasını önerdi. Önerilen toplam değişim toplam avlanabilir balık miktarında 2011 yılına oranla %11 düzeyinde bir azalmaya neden oluyor. Komisyon’un hedefi toplam avlanabilir balık miktarını bilimsel temelde düzenlenmesi, stokların iyileştirilmesi ve uzun dönemde balıkçılığın sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır. Komisyon, avlanma sınırlarını Uluslararası Deniz Araştırmaları Konseyi (International Council for the Exploration of the Sea) ve Balıkçılık Bilimsel, Teknik ve Ekonomik Komitesi’nin (Scientific, Technical and Economic Committee for Fisheries)’nin bilimsel tavsiyeleri çerçevesinde belirliyor. Avrupa Komisyonu, tüm balık stoklarının sürdürülebilir düzeyde avlanmasını sağlayarak, Ortak Balıkçılık Politikası’nın (OBP) temelini oluşturan sürdürülebilir maksimum ürün (maximum sustanaible yield) oranlarına 2015 yılına kadar ulaşmayı hedefliyor. İtalya akıntıya bırakılan balık ağı kullanımına son vermiyor Avrupa Komisyonu 29 Eylül 2011 tarihinde aldığı kararla, İtalya’yı Avrupa Adalet Divanı’nın 2009 yılındaki kararına uymaya davet etti. Avrupa Adalet Divanı 2009 yılında aldığı kararda deniz doğal yaşam alanına zarar verdiği, deniz vahşi hayatını tehlikeye soktuğu ve sürdürülebilir balıkçılığı tehdit ettiği gerekçesi ile balıkçılıkta akıntıya bırakılan balık ağı (drift net) kullanımının yasa dışı olduğuna karar vermişti. Avrupa Komisyonu, yaptığı açıklamada, İtalya’nın sularında ton ve kılıç balığının söz konusu yöntem ile avlanmasına son vermemesi halinde, konunun Avrupa Adalet Divanı’na taşınacağını ve İtalya’ya maddi yaptırım uygulanabileceğini vurguladı. Karadeniz’deki balık türlerini geliştirmek için yapay resifler yerleştiriliyor Karadeniz'de aşırı avlanma nedeniyle yok olmaya yüz tutan balık çeşitlerinin çoğaltılmasına yönelik yapay resif çalışmaları Düzce'nin Akçakoca ilçesi açıklarında başladı. Söz konusu çalışma Düzce Valiliği Özel İdaresi tarafından finanse edilmekte olup, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Yerleştirildiği deniz ortamdaki canlılara barınma, beslenme, korunma ve üreme alanı sağlayan resiflerin, çevre kirliliği başta olmak üzere, aşırı avlanma gibi nedenlerle balıkçılık kaynaklarında küresel çapta gözlenen bozulmaların önlenmesi, su ürünlerinde sürdürülebilirliğin sağlanması ve kaynakların yönetimine ilişkin katkılar sağlaması öngörülmektedir. Ege Üniversitesi Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi ile işbirliği sonucunda hazırlanan projeyle, toplam 95 bloğıun denize yerleştirilmesi düşünülmekte olup, çalışma sonucunda yapılacak gözlemler ve alınan veriler neticesinde projenin daha da geliştirilmesi beklenmektedir. Avrupa Balıkçılık Sektöründen AB Komisyonu’na AB Ortak Balıkçılık Politikası’ndan Sapmama Çağrısı Avrupalı balıkçılar ve balık yetiştiricileri, yaptıkları açıklamada, AB Ortak Balıkçılık Politikası reformundan kaynaklanan değişikliklerden olumsuz etkilendiklerini duyurdular. Avrupalı balıkçılar ve balık yetiştiricileri özellikle yakalanan balıkların denize atılması uygulamasının sona ermesi, sürdürülebilir en yüksek ürün (MYS) prensibine 2015 yılına dek uyum sağlanması ve balıkçı gemilerinin modernleştirilmesi için verilen desteğin kaldırılmasından kaynaklanan şikayetleri dile getirdiler. EUROPECHE (Avrupa Birliği Ulusal Balıkçılık İşletmeleri Örgütleri Derneği) ve COPA-COGECA (AB Tarım Örgütleri Komitesi ile AB Tarım Kooperatifleri Komitesi) ise Avrupa Komisyonu’na Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Anlaşma’da belirtilen Ortak Tarım Politikasının temel hedeflerinden sapmaması için çağrıda bulundu. EUROPECHE ve COPA-COGECA konu hakkında yaptıkları açıklamada, sürdürülebilir en yüksek ürün (MYS) prensibinin oldukça kısıtlayıcı ve dayatmacı olduğunu, yakalanan balıkların denize atılması sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin, balıkçılık yönetimi hakkında daha güvenilir bilimsel tavsiyelerin dikkate alınmasının elzem olduğunun altını çizdi. Aynı zamanda, Ortak Balıkçılık Politikasının yeniden yapılandırılması, balıkçı gemilerinin modernleştirilmesi için mali desteğe olan ihtiyaç, küçük ölçekli kıyı balıkçılığı için bireysel transfer edilebilen hakların önemi, balık ve su ürünleri mahsulleri etiketlerinin menşe, besin değeri ve üretim sürecini içermesi ve balıkçılık sektöründe bölgeselleşmenin gerekliliği dikkat çekilen diğer konular arasında yer aldı. AB’de Balıkçılık Kaynakları için Çokyıllık Yönetim Planları Avrupa Komisyonu’nun Ortak Balıkçılık Politikası (CFP) gereğince su ürünlerinin yönetimi ve korunmasına ilişkin 2371/2002 sayılı AB Yönetmeliğinde belirtilen yükümlülüklere ilişkin raporuna istinaden, Avrupalı balıkçılar, Avrupa balıkçılığının çok yıllık iyileştirme ve işletme planları ile yönetilmesini destekledi. EUROPECHE (Avrupa Birliği Ulusal Balıkçılık İşletmeleri Örgütleri Derneği) ve COPA-COGECA (AB Tarım Örgütleri Komitesi ile AB Tarım Kooperatifleri Komitesi) ise Avrupa’daki balıkçılık kapasitesi hakkında balıkçılık gemilerinin brüt tonajının balıkçılık kapasitesinin ölçümü için çok uygun bir gösterge olmadığını ve bu yöntemin gemilerin güvenliğini, enerji tüketimlerini ve gemilerdeki çalışma koşullarını olumsuz yönde etkileyecek sonuçlara sebep olabileceğini ifade etti. EUROPECHE ve COPA-COGECA ayrıca Üye Devletlerin sularına 12 deniz millik alanlar dahilinde giriş yapılmasını öngören mevcut düzenlemelere bir kez daha karşı çıkılmaması gerektiğinin altını çizdi. Yeni Balıkçılık Fonu için AP Raportörü Alain Cadec oldu Avrupa Parlamentosu üyelerinden Fransız Milletvekili Alain Cadec, Avrupa Balıkçılık ve Denizcilik İşleri Fonu’na ilişkin Yönetmelikten sorumlu raportör seçildi. Avrupa Komisyonu’nun Kasım ayında ilgili önergeleri yayınlaması beklenirken, bahse konu fonun mevcut Avrupa Balıkçılık Fonu‘nun yerine geçmesi öngörülmekte. Fransız Parlamenter Alain Cadec konu hakkında yaptığı açıklamada, yeni balıkçılık fonunun balıkçılar, balıkçılık ve balık yetiştiriciliği sektöründeki şirketleri ve sahil bölgelerindeki topluluklar için mali desteğin belirlenmesinde rol oynayacağını belirtti. Cadec, fonun deniz sahası planlaması için bir Avrupa mali enstrümanı olacağını, sahil alanlarının sürdürülebilir gelişimine destek olacağını ve Ortak Balıkçılık Politikası ile AB Denizcilik Politikasını güçlendireceğinin altını çizdi. AB ile Fas Arasındaki Balıkçılık Anlaşması’nın Geleceği Belirsiz Avrupa Komisyonu yaptığı son açıklamada 2012 yılının Şubat ayında sona erecek olan Fas ile AB arasındaki mevcut Balıkçılık Anlaşması ile ilgili yeni bir düzenlemenin olmayabileceğini belirtti. Konu hakkında açıklama yapan Avrupa Komisyonu Denizcilik ve Balıkçılıktan sorumlu Üyesi Maria Damanaki’nin basın sözcüsü Olivier Drewes, Komisyon üyesi Damanaki’nin Fas’ın Balıkçılık Bakanı Aziz Akhannouch’a yazdığı mektupta Fas’ın balıkçılık stratejisinin yanı sıra AB ile olan Balıkçılık Anlaşması çerçevesinde yaratılan iş imkanı, yapılan yatırımlar ve referans periyodu hakkında bilgi talebinde bulunduğunu dile getirdi. Drewes yaptığı açıklamada bahse konu mektupta talep edilen bilgilere, Fas ile yapılacak olası Balıkçılık Anlaşması görüşmeleri öncesinde Komisyon’un ihtiyacı olduğunun ve AB Bakanlar Konseyi ile Avrupa Parlamentosu’nun konu hakkındaki gelişmeleri oldukça yakından takip ettiğinin altını çizdi. Fas ile AB arasındaki mevcut Balıkçılık alanındaki Ortaklık Anlaşması 2007 yılının Şubat ayında yürürlüğe girmiş olup, AB’den Fas’a yılda 36.100.000 Euro tutarındaki mali desteği içermekteydi. Söz konusu destek en fazla 119 AB balıkçı gemisinin küçük ölçekli balıkçılık, denizin dibi veya dibe yakın balıkçılık ile ton balığı balıkçılığı yapılmasına veya endüstriyel açık deniz balıkçılığı alanında en fazla 60,000 ton balık avlanılmasına izin vermekteydi. Bahse konu mali desteğin 13.500.000 Euro tutarlık kısmı ise Fas’taki balıkçılık sektörünün gelişmesine ayrılmıştı.