Aralık 2018

IMO, sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik çalışmalara devam ediyor

IMO, Polonya'da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansında (COP 24), gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması hakkındaki IMO'nun Başlangıç Stratejilerinin ana unsurlarını vurgulamıştır. Bahse konu strateji kapsamında, yıllık toplam sera gazı emisyonlarını 2050 yılı itibariyle ve 2008 yılına kıyasla en az %50 oranında azaltmak için bir vizyon ortaya koyulmaktadır. Aynı zamanda, sera gazı emisyonlarının aşamalı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Böylece, Paris Anlaşmasının sıcaklık hedefleri ile uyumlu olarak karbondioksit emisyonlarının azaltımına yönelik bir yol da oluşturulmaktadır.

IMO, Başlangıç Stratejisinin kabul edilmesi, teknoloji işbirliği ve kapasite geliştirme çalışmaları da dâhil olmak üzere, uluslararası denizcilikten kaynaklanan emisyonları azaltmaya yönelik eylemlerini ve taahhütlerini Bilimsel ve Teknolojik Danışma Yardımcı Organı'na (Subsidiary Body for Scientific and Technical Advice – SBSTA 49) rapor etmiştir.

COP 24 bünyesinde gerçekleştirilen yan etkinliklerde, alternatif ve düşük karbonlu yakıtlara dair beklentilere odaklanılmış, hem sektör hem de devletler tarafından fosil yakıtlardan uzak durulması gerekliliğinden söz edilmiştir. Uluslararası deniz taşımacılığı için teknolojik inovasyon ve alternatif yakıtların ve/veya enerji kaynaklarının küresel çapta uygulanmasının, bahse konu stratejinin başarıya ulaşmasının ayrılmaz bir parçası olacağı tasdik edilmiştir. IMO'nun Küresel Denizcilikte Enerji Verimliliği için Ortaklık Projesi (GloMEEP) ve Küresel Denizcilik Teknolojisi İşbirliği Merkezleri Ağı (Global Maritime Technology Centre Network –GMN), gelişmekte olan ülkelerin IMO enerji verimliliği tedbirlerini uygulamasına, kayıt altına alınan ve rapor edilen emisyonlara yönelik olan öncü projelere ve girişimlere dikkat çekmek amacıyla destek vermektedir.  

Gemi Enkazlarının Kaldırılmasına ilişkin Nairobi Sözleşmesi

Bir gemi enkazı, seyire tehlike teşkil edebilmekte, diğer gemileri ve onların mürettebatlarını potansiyel olarak tehlike altına sokabilmektedir. Bir enkaz, gemide bulunan yükün ve yakıtın yapısına bağlı olarak deniz çevresine ve diğer kıyısal yapılara da zarar verebilmektedir.  Bu kapsamda, bahse konu enkazların belirlenmesini ve kaldırılmasını kapsayan bir takım maliyet ve risk sorunları bulunmaktadır.

Bahse konu sorunların çözülmesine yardım etmek amacıyla IMO'nun Gemi Enkazlarının Kaldırılmasına ilişkin Nairobi Sözleşmesi; devletlerin gemi enkazlarını, sürüklenen gemileri, denizlerde gemilerden kaynaklanan nesneleri ve yüzen açık deniz tesislerini ortadan kaldırmalarına yönelik yasal bir zemin oluşturmaktadır.

IMO, Nairobi Sözleşmesinin belirli noktalarına ilişkin bilgilerin yayılması amacıyla 5-7 Aralık tarihleri arasında Londra'da gerçekleştirilen Kurtarma ve Gemi Enkazlarının Kaldırılması Konferansı kapsamında düzenlenen bir açık oturuma öncülük etmiştir.

2015 yılında yürürlüğe giren bahse konu sözleşme, bir ülkenin özel ekonomik alanında yer alan enkazların hızlı ve etkin bir şekilde ortadan kaldırılmasını amaçlayan ilk genel uluslararası kurallar serisini sağlayarak uluslararası sorumluluk ve tazminat rejimine dair eksiklikleri gidermektedir. Sözleşme, armatörlerin tehlikeli enkazların konumlanması, belirlenmesi ve ortadan kaldırılması maliyetlerine yönelik sorumluluklarını; armatörlerin sorumluluklarını kapsayan zorunlu sigortaları ve çevre kriteri de dâhil olmak üzere enkazlardan kaynaklanan tehlikelerin belirlenmesi için kriterleri kapsamaktadır. Ayrıca bahse konu sözleşmede, taraf devletlere kendi karasuları da dâhil olmak üzere topraklarında belirli hükümleri uygulayabilmelerine olanak sağlayan isteğe bağlı bir madde de yer almaktadır.

Bugüne kadar dünya deniz ticaret tonajının %72'sinden fazlasını temsil eden 41 ülke, bahse konu sözleşmeyi imzalamıştır. Bahse konu sözleşmeye ilişkin detaylı bilgiye  http://www.imo.org/en/About/Conventions/ListOfConventions/Pages/Nairobi-International-Convention-on-the-Removal-of-Wrecks.aspx internet adresinden erişilmektedir.

MARPOL EK-IV çalışmaları devam ediyor

Siyasi, yasal ve teknik kısıtlamalar, MARPOL Ek-VI hava kirliliği ve enerji verimliliği düzenlemelerinin onaylanmasını ve akabinde verimli bir şekilde uygulanmasını zorlaştırabilmektedir. 11-13 Aralık tarihleri arasında IMO Akdeniz Bölgesel Deniz Kirliliği Acil Müdahale Merkezi'nde (Regional Marine Pollution Emergency Response Centre for Mediterranean –REMPEC) Akdeniz kıyı ülkelerine yönelik gerçekleştirilen bölgesel bir çalıştay kapsamında söz konusu engellere değinilmiştir.

MARPOL EK-VI'yı henüz onaylamamış 6 ülke de dâhil olmak üzere toplam 16 Akdeniz kıyı ülkesinden, Avrupa Birliği'nden, IMO'dan, HELCOM'dan (Baltık Denizi Çevre Koruma Komisyonu -Helsinki Komisyonu) ve yerel bir Sivil Toplum Kuruluşu'ndan katılımcılar; MARPOL Ek-VI koşullarının onaylanması ve verimli bir şekilde uygulanmasına engel teşkil eden hususları belirlemiştir. Katılımcılar, Akdeniz'de Ek-VI hükümlerinin (alt)bölgesel uygulamalarına ve yaptırımlarına yönelik imkânları incelemişlerdir.

Ayrıca katılımcılar, MARPOL Ek-VI gereğince Akdeniz'in veya kısımlarının sülfür oksit (SOx) emisyon kontrol bölgesi (emission control area –ECA) olarak belirlenmesini incelemek amacıyla REMPEC tarafından görevlendirilen taslak teknik ve fizibilite çalışmasını da tartışmıştır. Bir Akdeniz ECA'sı, bölgede gemilerde kullanılan yakıtın sülfür içeriğini %0.1 m/m'ye indirgeyebilmektedir.

Çalıştayda, Avrupa Komisyonu ve Fransa tarafından yetkilendirilen iki diğer çalışma da sunulmuştur. Bahse konu çalışmalarda, farklı veri kaynakları ve metodoloji uygulanmış olmasına rağmen, benzer sonuçlar elde edilmiştir. Her iki çalışmanın da sonuçlarına göre; bir Akdeniz ECA'sı, sağlık ve çevre alanlarında kayda değer faydalar sağlayabilmekte olup; solunum yolu, kalp ve damar hastalıkları vakalarını azaltmaktadır; erken doğum ölümlerini önlemektedir ve maliyet ve sağlık faydaları göz önüne alındığında uygun maliyet verimliliği sağlamaktadır.  Bahse konu çalıştayın ve çalışmaların sonuçları, Akdeniz ile ilgili karar verme sürecinin bir sonraki adımını belirleme konusunda katkı sağlamaktadır. Bu durum, 2019 baharında kükürt ECA'ları Teknik Uzmanlar Komitesi (SOx ECA(s) Technical Committee of Experts) tarafından daha ayrıntılı bir şekilde tartışılacak bir yol haritası ile düzenlenecektir.

Bahse konu çalıştay, IMO'nun Entegre Edilmiş Teknik İşbirliği Programı (Integrated Technical Programme –ITCP), Akdeniz Güven Fonu (the Mediterranean Trust Fund –MTF) ve Fransa Hükümeti'nin gönüllü katkılarıyla desteklenmiştir.

 

Kaynak: IMO internet sitesi

www.imo.org