Bir yılı geride bırakırken…
Bir yılı daha geride bırakıyoruz… 2018 yılının son sayısında yine birlikteyiz. 2017 yılına göre daha olumlu beklentiler ile başlayan 2018, maalesef beklentileri tam karşılayamadan sona eriyor. Öncelikle dünyadaki gelişmeler açısından bakacak olursak; ABD’de parasal genişlemenin son bulması, yükselen faiz oranları, özellikle ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni ekonomi politikaları, ABD’nin, İran nükleer anlaşmasından çekilmesi, uzun yıllar sonra tanık olmaya başladığımız ülkeler arası “aleni” ticaret savaşları tüm ülkelerin ekonomileri üzerinde olumsuz etkiler yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra yaşlanan Avrupa’nın bir türlü beklenen toparlanmayı yakalayamaması, Brexit Anlaşması’nın getireceklerinin net olarak bilinememesi, gelişmiş ülkelere ihracat yaparak büyüyen, gelişmekte olan ülkelerin durumları da tabloyu çok pozitif olarak değerlendirmemizi kısıtlıyor. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen son tahminlere göre dünya genelinde yüzde dörde yakın bir ekonomik büyüme göreceğiz ki; bu olumsuz şartlar altında bu oran, endişelerimizi bir nebze olsun azaltmaktadır.
Ülkemiz açısından 2018’e bakacak olursak; yukarıda sıraladığımız gelişmelerden ülkemizin de son derece etkilendiği bir yıl geçirdik. Bunun neticesinde bazı ekonomik gelişmeler dikkat çekici boyutta oldu. Milli gelir hesapları açısından özellikle üçüncü çeyrek itibariyle belirgin bir yavaşlama, cari açıktaki gelişmeler ve kamu açığında bir nebze artış gözlemlerken; faiz oranlarında, enflasyonda ve döviz kurlarında hızlı yukarı hareketleri ve aşırı dalgalanmayı da gördük. Karamsar gibi görünen bu tabloya karşın ciddi bir mali disiplin, riskleri yönetilebilir bir bankacılık sektörü ve çoğu Avrupa ülkesinden daha iyi durumdaki borçluluk yapısı sayesinde ülkemiz bu sert türbülanslı dönemi büyük ölçüde atlatmış, ekonomik sürdürülebilirlik açısından dengeleme dönemine geçmiştir.
Nisan - Eylül arasında, kurdaki yüzde 50’lik artış, enflasyondaki yüzde 25 seviyeleri ve kredi faizlerindeki yüzde 40’lı seviyeler hepimiz için çok zor günlerin rakamsal ifadeleri olmuş, ancak bugün itibariyle ciddi bir geri dönüş süreci başlamıştır. Hepimizin ortak kanısı; küresel bazda ticaret savaşları olarak gözlemlenen olayların arkasında ABD kaynaklı ambargo süreçleri, küresel korumacılık faaliyetleri, Brunson krizi ve diğer bazı gelişmeler ekonomik sayılar üzerinde kendini göstermiştir. Hal böyleyken, son gelişmeler de açıkça teyit etmiştir ki; tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye olarak uluslararası arenada kararlı ve tutarlı bir duruş sergileyerek, orta ve uzun vadeli hedeflerimizden uzaklaşmadan yolumuza devam ediyoruz.
Denizcilik piyasaları açısından baktığımızda, tüm segmentlerde küresel ekonomiye nazaran daha olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Tüm deniz taşımacılığı türlerinin navlunları, gemi kiraları yükselmiş, bunu gemi fiyatlarındaki artışlar takip etmiştir. Dünya gemi filosu iki milyar DWT’a yaklaşırken, denizyolu taşımacılığı talebi 11.96 milyar tona ulaşmıştır. Bunlarla birlikte yeni gemi siparişlerinin azlığı ile birlikte talep tarafında beklenmedik bir olumsuzluk yaşanmazsa, fiyatların genel olarak olumlu seyredeceğini öngörebiliriz.
2018 yılının Odamız açısından önemli olaylarından biri de yapılan “Oda Organları Seçimleri” idi. “Hepimizin Odası” sloganıyla başlattığımız seçim süreci, 8 Nisan 2018 Pazar günü yapılan seçimler ile son buldu. Üyelerimiz teveccühlerini şahsım ve ekip arkadaşlarımdan yana göstererek, bu zorlu ama bir o kadar da ulvi görevi bizlere emanet ettiler. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bununla birlikte buradan bir kez daha belirtmek istiyorum ki; seçimler artık geride kaldı. Vakit; durmadan, yılmadan çalışma vaktidir. Seçimin hemen ardından hem salonda yaptığım konuşmada, hem de bugüne kadar Meclis toplantılarında yaptığım tüm konuşmalarda üzerine basarak belirttiğim gibi; arkaya bakakalırsak önümüzü göremeyiz, kısır çekişmelerle hiçbir yere varamayız, enerjimizi boşa harcar, motivasyonumuzu kaybederiz. Bunları yapacak ne vaktimiz, ne de lüksümüz var. Vakit; birlik beraberlik içinde iş yapma, hep birlikte daha güzel günlere yelken açma vaktidir. Evet, bu Oda hepimizin, her birimizin ortak değeridir…
2018 yılı bitmeden bir güzel haber de ulusal klas kuruluşumuz Türk Loydu’ndan geldi. Türk Loydu, Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO’da Türkiye adına önemli bir başarıya imza attı. Türk Loydu’nun Klas Kuralları, IMO’nun en önemli komitelerinden olan Deniz Emniyeti Komitesi’nin tarihi 100. oturumunda görüşülerek, GBS (Goal Based Ship Construction Standards/Amaç Esaslı İnşa Standartları) kapsamında Türk Loydu’nun uygunluğu onaylandı. Böylece Türk Loydu, kuralları IMO tarafından doğrulanmış olan IACS dışındaki ilk kuruluş oldu. Hem bu konuda emek harcayan bakanlık yetkililerini, hem de başta Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu olmak üzere Türk Loydu ekibini tebrik ediyoruz.
Bu duygu ve düşünceler ile hepinize sağlık, mutluluk ve refah içinde bir yeni yıl diliyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.