Aralık 2020

Filipinler’de Deniz Biyo-Güvenliğine Yönelik  Eğitim.

Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization –IMO) GloFouling Partnerships projesini yönetmiş ve Filipinler hükümeti söz konusu proje kapsamında biyolojik kirlenme yönetimine ilişkin yeni bir eğitim kursu gerçekleştirmiştir. Söz konusu kursta katılımcılara deniz biyolojisinin temel özellikleri ile istilacı türlerin çevresel etkileri, her türlü çürüme önleyici kaplama, deniz büyüme önleme sistemleri (marine growth prevention systems- MGPS)  ve su içi bakım ve biyolojik kirlenme sorununu önlemeye ilişkin uygun temizleme teknolojileri, IMO'nun Biyolojik Kirlenme Kılavuzlarının ana yönleri ve dünyadaki ulusal düzenlemelerin mevcut durumu konularında eğitim verilmiştir.

Yeni eğitim paketi, GloFouling projesinin diğer 11 Öncü Ortak Ülkesinde 2021 yılında uygulanacaktır. Ulusal denizcilik eğitim akademileri ve kurumları, kursu öğretim programlarına dahil etmeleri ve düzenli olarak vermeleri için desteklenecektir.

14-17 Aralık 2020 tarihleri arasında tamamen çevrimiçi kaynaklar kullanılarak sanal ortamda gerçekleştirilen eğitim kursuna 50’den fazla katılımcı iştirak etmiştir.  Söz konusu kursun açılışını yapan Filipinler Denizcilik Endüstrisi Kurumu  (Maritime Industry Authority -MARINA) Yöneticisi Koramiral Sayın Robert A. EMPEDRAD, gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması için bir araç olan ve deniz taşımacılığı sektöründe karbon ayak izini azaltmak için özellikle uluslararası toplum tarafından oluşturulan hedefleri başarmak amacıyla geliştirilmiş biyolojik kirlenme yönetiminin önemini vurgulamıştır.

Acil Durum Planlama Süreçleri, Birleşmiş Milletler (BM) Değerlendirme Misyonu Olarak Onay Aldı.

IMO, dayanıksız yüzer depolama ve boşaltma ünitesi FSO SAFER’dan kaynaklanabilecek olası bir petrol sızıntısına hazırlıklı olmak için acil durum planlama çalışmalarında önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Söz konusu ünite, gemide tahmini olarak 150.000 ton ham petrole sahiptir.

Acil durum planlaması, 2021 yılının başında gerçekleşmesi planlanan FSO SAFER hususunda Birleşmiş Milletler’in (United Nations-UN) önderlik ettiği değerlendirme misyon hazırlıkları ile birlikte gerçekleşmektedir. Halihazırda onaylanmış olan misyon kapsamında, bir BM ekibi durum değerlendirmesi ve basit onarım işleri yapmak için 30 gün boyunca FSO'ya katılacaktır. Ancak misyonun kapsamı, mevcut olarak FSO'da bulunan petrolün boşaltılmasını kapsamamaktadır.

IMO, Yemen Genel Sekterliği BM Özel Temsilci Ofisi önderliğindeki BM kurumlararası sürecine, BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (The United Nations Office for the Coordination of Humanitarian Affairs – OCHA), BM Proje Hizmetleri Ofisi (United Nations Office for Project Services - UNOPS) ve BM Çevre Programı (The United Nations Environment Programme - UNEP) katılımcıları ile birlikte katkı sağlamaya devam edecektir.

Çok Sayıda Ülke, Gemi Personellerinin Kilit Çalışanlar Olarak Belirlenmesi Konusunda IMO’nun Çağrısına Cevap Vermektedir.

45 IMO Üye Devleti ve 1 Ortak Üyesi[1], gemi personellerini kilit çalışan olarak belirleyerek, devam eden gemi personeli değişimi krizinin çözülmesinde önemli bir adım atmıştır. 14 Aralık 2020 tarihinde yayımlanan sirküler yazısında (4204/Add.35) IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM, acilen harekete geçilmesi gereken bu konuda hala adım atmamış olan Üye Devletlerine çağrıda bulunmuştur.

Gemi personellerinin ikamet ettikleri ülke ve gemiler arasında seyahat edebilmeleri ve sözleşme süreleri bittiğinde ülkelerine geri dönebilmeleri için COVID-19 salgınına ilişkin seyahat yasaklarından muaf tutulabilmeleri amacıyla kilit çalışan olarak belirlenmeleri önemlidir. Söz konusu durum, yüzbinlerce gemi insanını denizde ya da evlerinde mahsur bırakan ve gemilerine katılmalarını engelleyen gemi personeli değişimi krizinin çözülmesi için önemli olup, aşıya emniyetli erişimde gemi personellerine imtiyaz tanınmasında kilit bir rol oynayabilir.

Salgın sebebiyle karşılaştıkları sorunları ve devam eden gemi personeli değişimi krizinin ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerindeki etkilerini dile getiren gemi personellerinin ön planda olduğu IMO videosunda, mahsur kalan gemi insanlarının zorlu çalışma koşulları göze çarpmaktadır.

Gemi personellerinin kilit çalışan olarak belirlemeleri konusunda hükümetleri teşvik eden kararlar; IMO, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (United Nations General Assembly) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization- ILO) tarafından kabul edilmiştir.

Tam Zamanında Varış (Just-In-Time Arrival) Denemesi.

Tam zamanında (Just-In-Time - JIT) gemi operasyonlarına ilişkin bir masaüstü denemesi, emisyonların önemli ölçüde azaltılabileceğini göstererek olumlu sonuçlar ortaya koymuştur. JIT operasyonları, gemilere malların yüklenmesinde veya boşaltılmasında liman dışında geçirdikleri zamanı kısaltmaları ve zararlı emisyonlarını azaltmaları konusunda yardımcı olabilir. Bu durum, gemiye talep edilen varış zamanı hakkında gereken bilginin önceden verilmesi suretiyle geminin optimum hızını ayarlaması sağlanarak başarılabilir.

Söz konusu deneme, IMO Küresel Endüstri İttifakı (Global Industry Alliance – GIA) üyeleri tarafından Düşük Karbonlu Deniz Taşımacılığı’na (Low Carbon Shipping) destek olmak ve İttifak’ın sorumluluğu altında olan önceki çalışmayı sürdürmek amacıyla 2 ve 9 Aralık 2020 tarihlerinde çevrimiçi gerçekleştirilmiştir. Bahse konu denemede, Rotterdam Limanı (Hollanda) tarafından yapılan JIT emisyon azaltma hesaplamaları görüşülerek onaylanmıştır.

Emisyon azaltma hesaplamaları için, Rotterdam Limanı’ndaki özellikle bir terminale uğrayan 26 gemi (bir aylık veri baz alınarak) analiz edilmiştir. İlk olarak, asıl yakıt tüketimi ve emisyon rakamları her bir gemi için limana varmadan önceki seferin son 24 saati göz önünde tutularak hesaplanmıştır.

Daha sonra iki JIT senaryosu model alınmıştır. Bu senaryolara göre kılavuz kaptanın alındığı yere (Pilot Boarding Place) ne zaman gelmeleri gerektiği konusunda 26 gemiye güncel bilgi sağlanmıştır. Gemilere verilen güncelleme ilk senaryoda 24 saat öncesinde, ikinci senaryoda ise 12 saat öncesinde yapılmıştır. Sonrasında gemiler verilen güncel bilgilere göre hızlarını optimize etmişlerdir. Gemilerin kılavuz kaptanının alındığı yere varmaları için gereken zaman, terminalin demirleme yerinin, seyir yapılabilen kanalın uygunluğunun yanı sıra kılavuz kaptanının, römorkörlerin ve tekne mürettebatının uygunluğu da dahil olmak üzere birkaç değişkene bağlıdır. Ancak bu bilgi günümüzde, sıklıkla sadece gemi limana görece yakınken, bir başka deyişle geminin kılavuz kaptanı aldığı yerden harekete geçmesinin ardından yaklaşık iki saatlik seferi sonucunda Gemi Trafik Hizmeti ile iletişime geçtiğinde gönderilmektedir.

İki JIT senaryosu ile birlikte asıl durum kıyaslandığında, 26 geminin son 12 saat içinde hızları optimize edilen JIT senaryosunda, ortalama %9 daha az yakıt tükettiği gözlenmiştir. Yolculuğun son 24 saatindeki hızın optimize edilmesi, son 24 saatte ortalama % 8 yakıt tasarrufu ile sonuçlanmıştır. Söz konusu sonuçlar, görece verimli bir şekilde işletilen gemiler nispeten gelişmiş bir limana uğradığında bile, JIT sayesinde belirgin yakıt ve emisyon tasarruflarının elde edileceğini göstermektedir.

Söz konusu sonuçlar ayrıca, uğrak limanı optimizasyonundaki bilgi alışverişinin önemini vurgulamaktadır.

Konuya ilişkin tartışmalar, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (International Maritime Organization –IMO) Kolaylaştırma ve Elektronik İşler Hususundaki Özetinde (Compendium on Facilitation and Electronic Business) tanımlandığı şekilde zaman damgalarının liman operasyonlarının mevcut işletimini yansıttığını göstermektedir. Böylelikle, zaman damgaları isimlerinin ve tanımlarının tüm limanlarda uyumlaştırılması sağlanabilecektir. Ancak, süreç sahipleri limandan limana değişkenlik gösterdiği için, her liman için o limana özgü bir uygulamaya ihtiyaç duyulacaktır.

Söz konusu uygulama, Maersk ile MSC gemi şirketleri, IMO ve Rotterdam Limanı temsilcileri tarafından yürütülmektedir. “Düşük Karbon GIA”; enerji verimliliği teknolojilerinin ve operasyonel tedbirlerin benimsenmesi ve uygulanması konusundaki yaygın engelleri ele alan yenilikçi çözümlerin tanımlanmasını ve geliştirilmesini amaçlayan kamu – özel sektör işbirliği olup IMO- Norveç GreenVoyage2050 Projesi kapsamında faaliyet göstermektedir.

Yolsuzluğa Karşı Yürütülen Mücadelede Dayanışma.

9 Aralık Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’nde (International Anti-Corruption Day) IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM,  yolsuzluğa karşı yürütülen her türlü mücadeleye ilişkin IMO’nun desteğini vurgulamıştır.

Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü’nde yayımlanan ifadesinde Sayın Kitack LIM, COVID-19 salgını sonrasındaki iyileşme süreci için çok önemli olan denizcilik sektörünün yolsuzluk riskine maruz kaldığını ifade ederek, rüşvetle ve yolsuzlukla mücadeleye yönelik uygulamaları ve prosedürleri kapsamak ve gerçekleştirmek amacıyla bir kılavuz geliştirmek için çalışmalarına devam eden IMO Kolaylaştırma Komitesi’nin öncülük ettiği çabaları vurgulamıştır.

Sayın Kitack LIM, Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’nde #UnitedAgainstCorruption (Yolsuzluğa Karşı Mücadelede Tek Ses) etiketiyle mücadeleyi desteklediklerini ifade etmiştir.  Sayın Kitack LIM’in açıklamasının tamamı aşağıda yer almaktadır.

“IMO, yolsuzluğa karşı yürütülen her türlü mücadelede Birleşmiş Milletler (United Nations-UN) kurumlarını desteklemektedir.

Denizcilik sektörü sık sık yolsuzluk riskine maruz kalmaktadır. Deniz taşımacılığı, salgın boyunca çok fazla ihtiyaç duyulan ilaç ve koruyucu ekipmanlar da dahil olmak üzere yıllık 11 milyar ton malın tedarikini gerçekleştirerek çokuluslu taşımacılığın ve lojistik zincirinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Ancak yapılan araştırmaya göre, gemi personelleri gemilerin limana girip limandan ayrılabilmesi için usulsüz ödeme talepleri veya küçük yanlışlar için uygulanan orantısız cezalar gibi kanunsuz taleplerle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Söz konusu durum, gemilerin gecikmesine ve gemi personeli emniyeti ile seyire yönelik risk oluşturarak normal operasyonların kesintiye uğramasına yol açabilmektedir. Denizcilikte Yolsuzlukla Mücadele Ağı (The Maritime Anti-Corruption Network - MACN) anonim raporlama mekanizması dünya genelinde 40.000’e yakın yasadışı talep raporu toplamıştır. Söz konusu durum endişe vericidir.

Kanundışı uygulamalar, yasal deniz taşımacılığı ile liman operasyonlarını etkilemekte olup, ticaret ve yatırımlar üzerinde zararlı etkilere yol açabilmektedir. IMO’nun Kolaylaştırma Komitesi, gemi/liman ara yüzünü ele almaktadır. Söz konusu Komite, tüm paydaşlara yardımcı olmak için rüşvet ile yolsuzluk karşıtı uygulamaları ve prosedürleri ele almak ve uygulamaya koymak amacıyla bir kılavuz geliştirme konusunda da çalışmalarını sürdürmektedir.

Yolsuzlukla mücadele hepimizi ilgilendiren bir sorundur. COVID-19 salgını sonrasında ortaya çıkan krizi yolsuzluk konusundaki yaşanan ihtiyatsızlığa yönelik bir bahane üretmek için kullanmamalıyız.

Denizcilik sektörü COVID-19 salgını sonrası iyileşme sürecinin temelini oluşturacaktır. Söz konusu iyileşme süreci güvenilirlik ve hesap verilebilirlik temelinde kapsayıcı ve sürdürülebilir olmalıdır. Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü’nde #UnitedAgainstCorruption etiketiyle birlikte yolsuzluk karşıtı mücadeleyi destekliyoruz.”

Tunus’ta Deniz Güvenliğini Artırmak İçin Destek.

IMO deniz güvenliği tedbirlerinin uygun bir şekilde uygulanması ticaret için önemlidir. Tunus, güvenlik alanında görev alan liman çalışanları için Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenlik Koduna (International Ship and Port Facility Security Code-ISPS Code) yönelik eğitimlerden yararlanan en son ülke oldu. 30 Kasım – 4 Aralık 2020 tarihleri arasında Safakes’te gerçekleştirilen ulusal workshopta, deniz ve liman güvenliği faaliyetinde bulunan tüm kurumlardan 26 liman çalışanı ve temsilcisi bir araya gelmiştir. Söz konusu workshopta belirlenmiş olan güvenlik görevlerini yürütecek liman tesis çalışanlarına gerekli bilginin aktarılması hedeflenmiştir.

Bahse konu sorumluluklar,  SOLAS Anlaşmasının XI-2 Bölümündeki deniz güvenliği düzenlemelerinin gerekliliklerini, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenlik Kodunu (International Ship and Port Facility Security Code), Uluslararası Denizcilik Tehlikeli Mallar Kanunu (International Maritime Dangerous Goods Code - IMDG), IMO/ILO Limanlardaki Güvenlik Hususuna İlişkin Uygulama Esasları (IMO/ILO Code of Practice on Security in Ports) ve liman tesis çalışanları için güvenlik ile ilgili eğitim ve alıştırmalar ve güvenlik sektöründeki en iyi uygulamalar konusundaki IMO kılavuzunu karşılamak amacıyla Liman Tesis Güvenlik Planı (Port Facility Security Plan – PFSP) ile doğrudan ilişkilidir.

IMO’nun Küresel Deniz Güvenliği Programının desteği kapsamında, IMO ile Tunus Ulaştırma ve Lojistik Bakanlığı tarafından organize edilen söz konusu workshopta pratiğe ilişkin eğitimler ve temsil çalışmaları kullanılmıştır.

Gine Körfezi’nde deniz güvenliğinin desteklenmesi.

IMO, özellikle Gine Körfezi’nde yaşanan yasadışı faaliyetler konusuna odaklanan Gine Körfezi Müteffik Grubu Yıllık G7 Genel Toplantısı’nda (G7 Group of Friends of the Gulf of Guinea - G7++ FoGG) yer almıştır.

Söz konusu sanal etkinlik, 1-3 Aralık 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilerek, Yaunde Etik Kurallarının (Yaoundé Code of Conduct) ileriye dönük nasıl işleyeceğine ilişkin görüşleri ele almıştır. Deniz Haydutluğu, gemilere yönelik gerçekleştirilen silahlı soygun ve diğer yasadışı deniz faaliyetlerinden kaynaklanan olumsuz etkileri önemli ölçüde azaltmak ve düzenlemek 2013 yılında kabul edilen Etik Kurallarının öncelikli hedefidir.

IMO Genel Sekreteri Kitack LIM açılış konuşmasında, Gine Körfezi’ndeki güvenlik sorunu aciliyetinin ve söz konusu soruna ilişkin ihtiyaç duyulan işbirliğinin altını çizmiştir. Sayın LIM ayrıca, “IMO, G7 ++ FoGG ile yapmış olduğu işbirliği sayesinde Gine Körfezi’nde yer alan devletlere yönelik tek tek eğitimlerin ve diğer kapasite geliştirme faaliyetlerin yanı sıra bölgesel işbirliği katkılarını desteklemeye devam edecektir.” sözleri ile Gine Körfezi’ndeki güvenlik sorununun önemini tekrar vurgulamıştır.

Söz konusu etkinlik konuşmasında IMO Deniz Güveliği Bölümü Daire Başkanı Sayın Gisela VIEIRA, IMO’nun, COVID-19 salgını nedeniyle çoğu saha çalışmasının askıya alınmasına rağmen sanal platformlar aracılığıyla Üye Devletler ile birlikte çalışmalarına devam etmekte olduğunu belirtmiştir. Örneğin, IMO Gine Körfezi uzmanı, Yaunde Etik Kuralları çerçevesinin revizyonuna ilişkin muhtemel ihtiyacı değerlendirmek ve uygulama ile sürdürülebilirliği tartışmak amacıyla Bölgelerarası Koordinasyon Merkezi (Inter-regional Coordination Center - ICC) ile birlikte birkaç sanal toplantı gerçekleştirmiştir.

FOGG Birleşik Devletleri ve Gabon’un eş başkanlığı altında, uluslararası organizasyonların ve sektörlerin de iştirak ettiği, Batı ve Orta Afrika ülkeleri de dahil olmak üzere G7++ FoGG’tan 80’den fazla katılımcı ile düzenlenmiştir. 2021 eş başkanları, Birleşik Krallık ve Senegal olacaktır.

[1] Üye Devletler: Azerbaycan, Bahamalar, Bangladeş, Barbados, Belçika, Brezilya, Kanada, Şili, Güney Kıbrıs, Danimarka, Fransa, Gabon, Gürcistan, Almanya, Gana, Yunanistan, Endonezya, İran İslam Cumhuriyeti, Jamaika, Japonya, Kenya, Kiribati, Liberya, Marshall Adaları, Moldovya, Karadağ, Myanmar, Hollanda, Yeni Zelanda, Nijerya, Norveç, Panama, Filipinler, Kore Cumhuriyeti, Romanya, Suudi Arabistan, Singapur, Güney Afrika, İspanya, İsveç, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri,  Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Yemen’dir. Ortak Üye ise  Hong Kong (Çin)’dur.